Shimatta dediğin her an.. O değil ben hala arkadaki resime karar veremedim öle saçma saçma duruyo. Bi ilham geleydi, iyiydi..

15 Şubat 2011 Salı

Guitar Hero Bağımlısından ..

   - Yeaay Yeeaaah !! -

   Bundan bilmem kaç sene önceydi.. Sıcak bir yaz gününde lise arkadaşlarıyla geçen bir günün akşamına doğruydu(ilginç bir cümle oldu evet). Günün verdiği tatlı yorgunlukla ne yapacağımızı düşünürken, arkadaşın biri (cidden kim hatırlamıyorum) guitar hero fikrini çıkarmıştı. Aferim o kişiye. Lise arkadaşlarımdan biri, soruyorum sana; mutlu musun beni bağımlı yaptın, ha !?! Çok zor günler geçirdim, haftada 3 kere guitar heroya gidilir mi arkadaşım ya (Kriz zamanlarında 4 kere gittiğim de olmuştur). Her gidişte de en az 2 saat. Artık gelecek adam bulamıyodum benle, zorla ikna ediyodum insanları. Evet, itiraf ediyorum. Kendime yeni kurbanlar arıyodum. Daha önce gitar hiroya gitmemiş, hevesli insanları kendime kurban seçiyordum. Bi etkinlik yapalım denildiğindeki diyalogu açıklıyorum:
(b: ben oluyorum haliylen)
x : Ne yapsak ki ya?
b : Ya gitar hiro ya gidebiliriz aslında.( o sırada olası olumsuz cevaplara karşı gh yi ballandıracak yöntemler için hazırlanırım)
x : Oynamadım daha önce onu ya, nası bişi?
b : Çok eğlenceli ya, notalar geliyo tuşlara basıyosun falan, gel gidelim kesin beğenirsin.
x : Hadi bi de onu deneyelim ya.
( Ve amacına ulaşmış iç kahkaha : "Nihoohaahooohaaa" )

 Böylelikle onları da bağımlı yapıp, onlar bu illetten bıkana kadar bi süre daha idare edebiliyordum. Ama neden onlar bırakabiliyordu da, ben bu illetin yakasından kurtulamamıştım? Nedeeğn? Bi ara kimse gelmiyo diye annemi götürücektim.Ayrıca oraya verdiğim parayla eve 193875385 tane gitar hiro seti alırdım heralde.
   - spoiler -
Daha çok itiraf görmek isteyenler için geliyor: http://www.itiraf.com/
   - spoiler -

   Neyseki artık o günler geride kaldı. Gerçi sabahtan gitsem akşama kadar oynama kapasitem var hala, hala sürekli gidesim de var. Sadece kendimi engellemesini öğrendim. Bunu başardım, evet. "Yes, i can" sloganıyla yola çıkıp, gh illetini kontrol etmeyi başardım. Artık hayat daha normal. Etrafta sağda solda uçuşan yeşil, mavi, sarı, turuncu ve kırmızı renkleri görmüyorum. Aman Allah'ım görebiliyoruuğm !!1!!birbir!1! ( Ne diyorum ben yea. )

   O değil de, Guitar Hero gerçekten güzel bir oyun. Yani sana karşıdan notalar geliyo; gitarla bateriyle mikrofonla alakası olmayan bile eğlenebiliyor. Ama gh oynanıcaksa adam gibi bi guitar hero cafe de oynanması taraftarıyım, yoksa  dışarıdan farklı sesler gelirse oyunun tadını alamıyosunuz. Üstelik yeni başlayıpda hardda, expertte çalmaya çalışan arkadaşlarımı duydum; oyunu beğenmedik, çalamadık dediler. Yani sen direk expertten bodoslama dalarsan tabi çalamazsın. Sonra da yok efendim oyunu beğenmedik, cık cık cık. Bugüne kadarki kurbanlarımın hepsi bu oyunu beğendi, şahitlerim var.:D

   Guitar Hero 2007'de United States'de piyasaya sürülmüş bi oyun ama bizim ülkemizde son iki yıldır yaygınlaştı diyebiliriz. Ayrıca Guitar Hero'nun benzeri olan Rock Band var. Şahsen ben Gh'nin görünümüne alıştıktan sonra, Rock Band'din dikdörtgen şekilde gelen notalarını pek alışabilmiş değilim. Rock Band hayatımızdan çıksın gitsin istiyorum. Bide Rhcp'den şarkı koyuyolar, oynayası geliyo insanın ama o notalarla ıı cık. Şahsen ben sevmiyorum. Bundan başka Guitar Hero gibi ama sadece bigisayar için olan "Frets on fire" var, ama Gh'den sonra o da basit geliyor. Bilgisayara yüklemem için tek neden bünyesinde çok fazla şarkı bulundurmasıydı ama şarkılarda oyunu kurtaramadı malesef, Gh foreva deyim ben size. Oynayalım, oynattıralım. :D.

gh için ideal klavye tutuş şekli
   Bilgisayarda Gh oynıcaksanız da klavyenizle bir bütün haline gelmeniz gerekiyor. Klavyeyi kucaklayaraktan tuşlara basmanız daha kolay oluyor ve sanki elinizde Gh'nin gitarı varmışçasına çılgınlar gibim oynayabiliyorsunuz. Yalnız notalar hardda çok hızlı gelmeye başlıyor ve klavyeye o hızla basamıyorsunuz, o biraz üzücü bi durum. Yoksa ben gayette hardda çalıyorum yağni. Bilgisayarın sapıtması sonucu yaptığınız tüm rekorlar silinince şok geçirebiliyosunuz bide benim gibi. Bunun dışında bilgisayarda da eğleniyorum şahsen ben. (Ağır Gh ci detected )

   Şimdide Guitar Hero oyun elemanlarına bir göz atalım.

   Elektrogitar : Solo gitara karşılık geliyo da diyebiliriz. Mesela nothing else mattersın başındaki gitar gibim. Elektroyu expertte çalması yeterince zor bence. Gh'de elektroya çok geçmeyen biri olarak bazen hard a geçiyorum beni kesiyo. Bide ben oturarak çalamıyorum; ayakta geziyorum dolanıyorum, arada çalarken pogo falan yapıyoruz (asdfghjklşi) daha eğlenceli oluyo, deneyin. (13 yaş altı denemesin, pogo yaparken gh odasında duvara çarpanlar, kafayı gözü yaranlar oluyor sonra)

   Bass gitar : Elektroya göre daha kolay. Elektroda parmaklarınızı hızlı hareket ettirmek zorundasınız ama bass da bu daha az. Elektronun hardında zorlanırken bass ın hardında çok zorlanmıyorum, ordan çakın durumu. Yalnız Gh Metallica oynıcaksanız bass a geçmeyin; sadece düz çizgilerden geliyor, nota basmaya gerek kalmayınca sıkıcı oluyo hani.

   Bateri : Uuu beybi. Gh'nin baterisi çok eğlenceli. Tabi ilk başlayanlar için ilk başlarda zor gelebilir fakat alışınca kopamazsınız. "Gerçekten zevkliymiş bateri yeaa" dersiniz(diyenler var şahidim:D). Üstelik gerçek bateriye biraz benziyor diyebiliriz. Kapalı hihat, kick ve trampet i aynı zaten. Yalnız expert + da bateri çalan insanı izlerseniz ağlarsınız. Çünkü ordaki insanın elleri artık görülmez hale gelir, coşagelmiştir. Bu insan mı diye düşünmeye sebep bile olabilir.(bide o baterinin gerçeğini çalan piskoları düşünün, saygı duyuyorum:D). Bateride bagetin elden uçup gitme olayı var bide.Hem expertte çalarken üç beş nota kaçırınca hemen kırmızı renk oluyosunuz.Bi  bakıyosun bageti alana kadar göçmüşün. Neyse ya kırmızı olsun nolcak yani sonuçta oyun oynuyoruz, raad olalım, öle işte. :D

   Mikrofon : Assolist sıtaylaağ. Gh'nin şarkı sözlerini algılama yeteneği yok. Siz orda "lala-lolo-bla bla" deseniz bile, eğer melodiye uyduruyosanız evritink iz ouğkey. Yalnız %100 le söyleyebilen olduğunu sanmıyorum, şarkının gerçek söyleyenini bulsak o bile expertte max %85 söyleyebilir bence. Ama söylemesi de zevkli bi olay. Örnek olaraktan, sesim muhteşem olmasa bile bikaç şarkıyı söylerken eğleniyorum. Kendini kaptırınca cidden sahnede gibi kopuyosun, çoğoş oluyor.

   Gh ile kalın a dostlar.( asdjknsölşdsfg çat diye de yazıyı bitirdim )

9 Şubat 2011 Çarşamba

Anime Çılgınlığı 3 - Bleach

   Veee vee vee Bleach !!
Bleach - ブリーチ 

   Mangasından sonra yayınlanan animeler arasında yine.Zaten animesi mangasını geçen bir animeyi izlemeyin, çok saçmalıyorlar, animeden soğuyorsunuz. Mangasını geçince olmuyor işte,izlemeyin, eğer öyle bi animeye denk gelirseniz hak vericeksiniz bana. Neyse efendim; Bleach mangasına 2001 Ağustos tarihinde başladı, televizyonda yayınlanması da 2006 yılında oldu. Tite Kubo adlı abimiz efsane olacak bir animeyi çeşitli nedenlerden ötürü batırsa da ( onu da anlatıcam, veyt for it ), severek izlediğim, bırakamadığım, hatta favori animemdir diyebiliriz.

   Animemizin konusu ise şöyle: Baş karakterimiz turuncu saçlı Kurosaki İchigo, ruhları görme özelliğine sahip. Şimdi anime zaten supernatural bi özelliğe sahip olduğu için " ööle iş mi olur yeaa" demeyin. Shinigami(Death God) ve hollow gibi ruh gücü olan kavramları görebiliyor. Shinigamiler yaşayan canlıların dünyasında(yani bildiğiniz dünya, ama animede world of living things olarak geçtiği için öyle yazdım) ortaya çıkan hollowları ortadan kaldırmakla yükümlüler. Bu görev için Soul Society( shinigamilerin kaldığı dünya) de 6.takım üyesi Kuchiki Rukia'yı görevlendiriyor.
   Derken günlerden bir gün; bizim İchigo Rukia'yı hollowlardan biriyle dövüşürken görüyor. Rukia hollowla başa çıkamayacak duruma gelince, İchigo'ya "Aileni kurtarmak istiyor musun?" diye soruyor. İchigo da zaten animenin başından beri sürekli birilerini kurtarma çabası içinde. Tabiki hemen atlıyor ve evet diye cevap veriyor. Rukia zanpaktou sunu (shinigamilerin katanasına zanpaktou denir) İchigo'nun içine saplıyor. Vee bi bakıyoruz ki, bizim dünkü paspal İchigo shinigami kıyafeti içinde elinde kocaman zanpaktou ile hollowla dövüşüyor ve yeniyor.
   Bu da İchigo'nun shinigami oluşunun hikayesidir işte.
Bleach - ブリーチ 
   Tamam iyi hoş, İchigo shinigami oldu amma, soul societyimizde Rukia'nın güçlerini geçici olarak İchigo'ya aktarıyor olması caiz değilmiş meğersem. Böyle olunca da Rukia'yı soul society e geri götürmek için Kuchiki Byakuya(6.takım kaptanı) ve yardımcısı Abarai Renji yaşayan canlıların dünyasına gidiyorlar. Rukia'yı geri götürürken İchigo onun idam edileceğini öğreniyor ve birden gaza gelip Byakuya taichoya(taicho, kaptan demek) karşı zanpaktousunu çıkarıyor ama Byakuya, İchigo gibi tecrübesiz bir geçici shinigamiyi anında yere indiriyor. İchigo da öle ağzı açık kalıyor animede. Byakuya'nın kendisine hangi ara saldırdığını bile anlayamıyor.
   Bizim herkesi kurtarmaya meraklı İchigo, Rukia soul society e götürüldükten sonra kendisini suçlu gibi hissediyor ve Rukia'yı kurtarmak için soul society e gitmeye karar veriyor.
   Bundan sonrasını anlatmayı düşünmüyorum,zaten 400+ bölümü olan animenin hepsini anlatırsam pek hoş olmaz. Zaten izlemek isteyen çıkarsa heycanını da kaçırmak istemem. Çünkü İchigo soul society e gidince Madarame İkkaku,Kuchiki Byakuya ve Zaraki Kenpachi gibi isimlere karşı dövüşüyor. Ekşın var yani animede, bi sonraki bölümde ne olcak diye bekliyosunuz. Severek izlediğim bölümlerdir, şiddetle tavsiye etmekteyim. Bi daha olsa tekrar izlerim.

   Yalnıız, buraya dikkat! Sizi Bleach'ten soğutmaya çalışan arkadaşlarınız çıkabilir, ama onlara tenezzül etmeyin piliiiz. Hatta arkadaşlığınızı kesin onlarla(yok o kadar da değil zuhaho).Onları da anlıyorum ancak, bikaç neden yüzünden Bleach gibi bi animeyi izlememek yanlış olur.
   Şimdii Bleach'ten soğutan nedenleri açıklıyorum o yea:
   1- Bikere Bleach'i izlemekten soğutan başlıca neden filler ların (ana konuyla tamamen ilişkili olmayan,bölüm doldurmak için yapılan bölümler) çok uzun bölümlerinin olması. Örnek veriyorum ; Bounto ların İchigo ile karşılaşması, Prenses Lurichiyo-sama' nın kurtarılması.Bounto ların hikayesi yaklaşık bi 50-60 bölüm sürdü, e insaf be Tite Kubo amcacım. Lurichiyo'nun kurtarılması 20 bölüm vardı, o bölümlerde de pek bi ekşın yoktu zaten.
İchigo'nun hollow maskeli hali
   E şimdi bu animeyi her hafta 1 bölüm izleyen vatandaş, gelecek hafta ne olacak, Bleach bu sefer kesin bomba gibi bi bölümle dönücek diye düşünürken ne buluyo? Bi bakıyo ki filler var, halaa Bounto larla uğraşıyolar. Haliyle insanın hevesi kaçıyor olabilir. Hadi bountolarla dövüşürlerken bi ekşın vardı anlarım; ama Lurichiyo'nun kurtarılamya çalışılması nasıl manasız saçma bir filler dır ? Ya Aizen-sama( soul society'i kazık atan shinigami) ile dövüş sahnelerini beklemişim, sabahtan akşama kadar Bleach izliyorum ki o bölümler gelsin. Heycanlıyım yani. Ben o dövüş sahnesi için beklerken bi de ne görüyorum ?!? Araya Lurichiyo denen ilkokul bebesi yaşındaki kızı, japon shinigami aşiretinin içindeki alaverelerden kurtarmaya çalışıyolar. Tam bir hayal kırıklığı yaşadım o bölümlerde böhü:(.
   2- Bleach'teki inanılmaz kronoloji hatası. Yahu, adamlar kılıçlarını çekmiş, kimin ölüp kimin kalacağı belli değil, insanlar bunu merak ediyo. Ama sen napıyosun? Gidiyosun dövüş sonrası olduğunu anlayabileceğimiz bölümü yapıştırıyosun. Tamam, yani hemen hemen ana kahramanın ölmeyeceğini çakıyosun da, niye hemen o bölümlere geçiyosun.Nedeeeeğğn ?!?!

   Ahh Bleach aah.. Efsane olucaktın o asıl senaryonla da işte ..
   Ara ara saçmalıyosun, öyle güzel bi animeye o saçmalıklar yakışmıyo, göze batıyor direk yani.    

   Neyse; bikaç karakterlerin kendimce bi değerlendirmesini yapmak istiyorum ayrıyetten.

İchigo Bankai 
   Öncelikle esas oğlan Kurasaki İchigo'dan bahsedeyim. Bu zibidinin insanları kurtarmakla ilgili ciddi problemleri var bence. Dövüşlerde hep gaza gelmek için mutlaka aklına birilerini kurtarma fikri geliyor. Örnek olaraktan; " Rukia'yı kurtarmalıyım.", " Orihime'yi kurtarmalıyım.", " Karakura şehrini kurtarmalıyım.". Çocuk böyle gaza gelerek günün sonunda galip gelen isim olmayı başarıyor, tebrik ediyorum kendisini.
   Birde İchigo'nun yeteneklerinin gelişme hızı gözden kaçıcak gibi değil. Shinigamilerin öncelikle zanpaktou larının ilk salınım aşaması (shikai), birde ikinci salınım aşaması (bankai) vardır. Bankai aşamasında shinigami en yüksek gücüyle dövüşür ve normal zanpaktosundan farklı bir görünümü vardır. Bizim bu İchigo'nun bankai aşamasına erişmek için uğraştığı sahneleri heycanlı heycanlı gösterdiler; sonra da bankai aşamasını şatafatlı bişey beklerken, bide baktık ince bi kılıç -şok etkisi-. İchigo da bankai aşamasını görünce bi şaşırıyo ama sonradan özelliğini anladık kii, ilk bakışta kıymetini bilememişiz meğersem. Bankai konumundayken rakibine göre çok daha hızlı hareket etme özelliğine sahip oluyor ve bankai sız haline göre "Getsuga tensho" ları (getsuga tensho İchigo'nun zanpaktou sunun saldırısının adı) daha güçlü oluyor.
   Bu sırada İchigo'nun içinde ne alakaysa hollowsu bi oluşum var. Ne zaman İchigo ölcek gibi olsa, bu hollow onun yerine geçip çılgınlarcasına karşıdakine saldırıyor. İçindeki hollow u bilen İchigo'da ilerleyen bölümlerde görüleceği üzere Hirako Shinjii ile karşılaşıp, bu hollow u kontrol etmeyi öğreniyor. Eğer İchigo'yu yüzünde maske ile görürseniz ondandır. Maskeli halinin de başka bi havası var bence.


   İkinci isim -aslında kalbimdeki yeri birinci olan- İchimaru Gin. Canım benim ya, onun olduğu bölümleri daha da bi seviyorum. İchimaru gin <3. Evet İchimaru'nun gerçek hayatta olanından varsa istiyorum bi tane. Şimdi bu Gin nası bi karakter derseniz, resimde de görüleceği üzere lila saçlı, gözlerini pek göremediğimiz ama sürekli gülen, ağzı kulalarında, kavga ederken bile şaka yapıp dalga geçen bi tipleme.
   -spoiler-
 Rukia idam edilmek için götürülürken İchimaru ile karşılaşır, diyologun içeriği şöyledir ki:
  İ: Seni ve arkadaşların kurtarabilirim.
  R: Gerçekten mi ?
  İ: Şakaaa .... :D
  (Ve R ölece ağzı açık mal gibi kalır. asldkjflaskdmflsamdflk :D )
   -spoiler-
   Evet görüldüğü üzere Gin<3 çok şakacı bi insan. Canım benüm.
   Ayrıyetten Aizen-sama ile soul society i terketmiş bi insan. Aizen-sama nın sağ kolu gibi bişey. Ama yine ilerleyen bölümlerde görüleceği gibi, Aizen'i en sonunda kılıcıyla haklama girişimlerinde bulunuyor.( 307. bölümde ağzınız açık izleyebilirsiniz.) Ve görülüyor ki, İchimaru Gin, tam bir cin. Resmen çakal. Dedim İchimaru böle bi çakallık bekliyodum ama izlerken resmen oha falan oldum yani (evet iğrencim :D). Bi baktık İchimaru yıllardır milleti zanpaktosunun içeriği konusunda kandırmış. Vay canısınaa dedim.

   Ayrıca animede İchimaru'nun gözlerini birkaç defa görme şansına sahibiz. Animenin başında bi ara gözlerini çok az açık görmüştük sanırım(başı dediğim yaklaşık 30 lar sanırım ama 400+ bölüme göre başında sayılır). Şunu farkettim kii, o sahnedeki gözler kahverengi idi.Artık animede akşam olduğu için, ışığı düşünüp de mi öle çizdiler bilemem. Eğer sonradan göz rengini değiştirdilerse Bleach'teki inanılmaz mantık hatası diyebiliriz. Gerçi değiştirdilerse bile bu hali çok güzeeğl. Yalnız o sahnede bu kadar açık değildi gözü; daha doğrusu 297. bölüm idi gözünü bu şekilde hiç göstermediler.Neyse ben gözlerini gördüm, içimdeki İchimaru sevgisi bi kere daha doldu, taştı. Ağzım açık kaldım, sahneyi bi daha bi daha izledim. Çoğu kişi beğenmese bile ben çok beğendim, aşık oldum hatta. Ve işte o gözler (rengi süper uu beybii :D)
   Şimdi bu altındaki yazıdaki espriyi sanırım anlayabilirsiniz asdfksdfmgşldfgö çoii bence. :D
   Ek olarak tam İchimaru dolu bölümler izleyecekken, benim 308 den sonraki bölümleri bulamamam da beni çileden çıkarmıştır.
   Ağlıcam, böhü:(. Ama o bölümleri bulucam, kararlıyım.


Ulquiorra  Shiffer - Cero
   Üçüncü karakter olaraktan da seni seçiyorum Ulquiorra Shiffer. Bu Ulquiorra animeye girdiği anda hemen gözünün rengi dikkatimi çekmiştir. Benim deyimimle cami yeşili renginde; zaten o rengi severim, dedim çizen insana burdan tebriklerimi yolluyorum, eline sağlık yani. Ulquiorra 4 numaralı bir espada olup( espada hollowların baya baya baya gelişkin ve insana benzemiş hali ) güçlü bi kişilik. Üstelik espada ların silahlarından biri olan "cero" su da yeşil renk. İchigo ile dövüş sahnesininde bence kendisine haksızlık etmişler. Çünkü İchigo bunu yeniyo ama saçma biyerden bağladılar yine. Şöyle ki; Kurosaki İchigo'yu tam göğsünün ortasından geçen cero ile öldürmüşken, Orihime'nin "Kurtar bizi, Kurosaki-kuuun " nidasıyla, içindeki hollow uyanıyor yine, ama bu sefer ne uyanış. Bilinci kapanmış bir şekilde Ulquiorra'ya saldırıyor ve baya da güçlü saldırıları oluyor. Ondan sonra İchigo kendine gelince her ne kadar ben bu şekilde kazanmak istemiyorum diye bağırıp biyerlerini yırtsa da, Ulquiorra o şekilde harcanıp gidiyor.
   Birde bu Ulquiorra'nın iki kere resurrection geçirebilme özelliği var. İlk değişimden itibaren gözünün altındaki siyahlıklardan ötürü biraz emolara benzese de, o karakterin kendine özgü bi havası var, biz öyle kabul ettik, o şekilde sevdik onu. Kalbimizde yaşıyor, rest in peace, kim vurduya gitti resmen.
   Ayrıca Ulquiorra'ya benzemek için yüzümü beyaza boyayıp, gözümün altına yeşil çizgi çekme girişimlerinde bulunabilirim. Cosplay sıtayla o yea.

   Aslında tüm karakterler hakkında söylecek sözüm var ama yazı bayaa bayaa uzayabilir kanımca. O yüzden Bleach yazısı altında bu üçlü olsa yeter. Gaza gelip tüm karakterler için ayrı bir yazı yazarım belki.

   Genel değerlendirme olarak Bleach doğaüstü ögelerin işlendiği, zanpaktouların havada uçuşup sizi acaba kendoya mı gitsem diye düşündürten, yeri geldiğinde komik sahneleri olup güldüren hoş bir anime^^.
   Tabiiki de izlenmesini tavsiye etmekteyim.


   İnternetten izlemek isteyenler için önerebileceğim siteler (bölüm 308 e kadar) :

   http://www.bleachget.com/
   http://www.animekritik.com/