Bu bir lise özlemi yazısıdır. ANAN ZAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA xD
Sakin, bu yazıda liseliler yok, zaman çabuk geçiyor, onu hatırladım sadece.
Daha dün lisedeydik, sırayla sınıflarımıza giriyorduk. Kazandığımız sınıf futbol maçı sonrasında sevinçten kalorifer kırıyorduk, tüm koridorun su dolmasına gülüyorduk. Pencere kırıyorduk, kapıları yerinden çıkarıyorduk. Yeri geliyor dolap kapaklarımızı söküp onlarla tetris oynuyorduk. 19 Mayıs gösterileri için stada giderken belediye otobüsünde halay çekiyorduk, staddaki kro kardeşlerin tişörtlerindeki yazılara gülüyorduk, bi "strong sexy" tişörtlü kromuz vardı, hala anılarımızda.. :D
Her yazılıda oturma planı yapıyordık, birlik beraberlik hat safaya ulaşıyordu . İmece geleneğimizi her yazılıda yaşatmaya çalışıyorduk. Diğer sınıflardan bulduğumuz soruların cevaplarını yazıp, fotokopi makinasında küçültüp tüm sınıfın kopya kaynağını yaratıyorduk. Hatta dersini dinlemediğimiz fizik hocamız, bizi şakalamak için tübitak sorularını yazılıda soruyordu, ilk sınav sonrası şaşkınlıktan tüm sınıfın kızlarının gözünde bir damla yaş görüyordum( laşsjkdfşdkfşalskdf bu çok komikti ya:D). Hep ikinci sınavdan 100 alıyorduk, hoca da sözlü notumuza 2 tane 100 veriyordu. Sona yaklaşırken sınıfça test seanslarımız başlıyordu, her hocadan test çözmek için izin almaya çalışıyorduk. Sonrasında test çözen kesimin yanında arkada takılan batakçı team iş başına geçiyordu. Yeri geliyor Serdar Ortaç la öss bizi neden yoruyorsun deyip , Demet Akalın'la Güvender Soru Bankası'nda üç beş tur atıyorduk.
Yazları 92837993. geleneksel buluşmaları gerçekleştiriyor, kamplara gidiyorduk. Kampta çoğu yemeği yiyemiyor, aç kalıyorduk. Sabahları direk reçeli yiyerek glikoz ihtiyacımızı karşılamaya çalışıyorduk. Patlıcan görmekten bay gelmişti, isyanlardaydık. Tek iyi yanı, zayıflamıştık, daha da zayıflamıştık. Akşamları pop müzikte istemesek de tavan yapıyorduk, eller havaya mode on ov yea. Denizdeki kandırılışım.. Nese bunu geçelim bence :D. Kaldığımız odayı temizliyorduk bide, aldığımız domestoslarla kendi temizlik standartlarımıza getiriyorduk odayı. Uyumak için odamıza geldiğimizde sivrisinek savaşları başlıyordu, ellerimizde terliklerle tavanda sivrisineklerden oluşan şaheser tablolar yaratıyorduk. Sivrilere karşı mücadelemizde o kadar çok Off sıkıyorduk ki cilt kanserinden gidebilirdik. Oda Raidden başka bir şey kokmaz oluyordu, uyumadan önce kafayı bulmuş oluyorduk. Sabahın köründe kalkıyorlardı, beni uyandırmaya çalışıyorlardı. Telefonum yanı başımdayken ben horul horul uyuyordum ama odadaki herkes alarmıma lanet ediyordu( hoho ne uğraşırdınız lan beni kaldırmak için şaskdf:D:D ). Kahvaltı için önce sıraya girer gibi yapıyor, sonra tanıdık bulup hep kaynak yapıyorduk. Sonra ver elini deniz, güneş, kum..
Kışın kar yağmasıyla gelen sevincimizle kar topu savaşı yapıyorduk. Kardan heryerimiz ıslanıyordu; tüm eldivenler, bereler, atkılar ve montlar kendisine kalorifer üstünde yer bulmaya çalışıyordu. Okulumuzun arka tarafında Öğretmen Evi'ne doğru giderken eğimli bir bölge vardı, poşetlerle ordan kaydığımızda görülürdü. Kaloriferler çalışmayınca tatil oldu deyip okulu kapatıyorduk. Bi keresinde kaloriferhaneyi bozma girişimlerimiz olmadı da değil. Becerememiştik ama olsun, en azından şansımızı deniyorduk her seferinde. Gerçi kalorifer bozulmasa bile yine de okuldan gitmek için sebep buluyorduk. Okulun çıkışındaki güvenlikçi abinin bizi durdurma girişimleri de hep başarısızlıkla sonuçlanıyordu.
Those were the days.. Daha dün yaşamıştık bunları. Dün lisenin ilk günüydü. Dün lisenin son günüydü.
Dün çok çabuk geçti; ama 'dün' çok güzeldi.
O değil de spoiler olucak, sürekli dün deyince çok saçma bi kelimeymiş gibi geldi dün. Neden dün demişler ki ?
Spoiler bitti.
Dün de ..