Shimatta dediğin her an.. O değil ben hala arkadaki resime karar veremedim öle saçma saçma duruyo. Bi ilham geleydi, iyiydi..

15 Ağustos 2014 Cuma

Berserk - Anime Çılgınlığı


Son derece saçma,  konusuz, anlamsız, zaman kaybı, gereksiz vs vs.

Yani söylenecek ne kadar kötü şey varsa bu animeye söleyebilirim. Bu kadar salakça bir anime izlememiştim.

Tavsiyem : İZLEMEYİN.

Şimdilik size olayı özet geçeyim anlarsınız zaten.

Berserk - Griffith, Guts, Caska
Bu anime 25 bölümden oluşuyor, kısa diye izleyeyim bari dedim. Lakin ilk 5 bölümü izledim anlamsız anlamsız kah orda kah burda dövüşülüyor. Hayır dövüş sahneleri de heyecanlı değil, merak uyandırmıyor. Sadece öylece izliyorsunuz. Nasıl bunu yayınlamışlar anlam veremiyorum. Tam anlamıyla ZAMAN KAYBI.
Son 3 bölümde ne oluyo, ne bitiyo anlamıyosunuz zaten. Çünkü çok anlamsız. Ee noldu şimdi, yani ee ne yani. Hep modumuz bu.  

Griffith-Caska-Guts(Arkadaki Behelit,Kralın yumurtası)
Dediğim gibi 22 bölüm orda burda savaşıyorlar. Son 3 bölümde ne olduğunu anlamadığınız saçma olaylar oluyor.

Ana karakterlerimiz Griffith, Guts ve Casca.

Griffith, Şahin Takımının (Taka no  Dan) lideri. Bu adam savaşta kimseye yenilmiyor. Boynunda saçma bir kolyesi var, adı da “Behelit” yani Kralın yumurtası.  Sonracıma bu Şahinler Takımı günlerden bir gün, güçlü bir savaşçı olan Guts ile tanışıyorlar. Guts ile Griffith dövüşüyorlar. Eğer dövüşü Griffith kazanırsa, Guts Şahinler Takımı’nın bir parçası olacak. Eğer Guts kazanırsa, yoluna devam edecek. Neyse efendim bu dövüşü Griffith kazanıyor ve Guts takımın bir üyesi oluyor. Çeşitli görevler için savaşıyorlar.


Sonra bir gün, yaklaşık 20. bölümlere doğru Guts takımdan ayrılmak istiyor. Griffith de onu yolda gitmek üzereyken buluyor ve diyor ki; sana başta söyledim, sen benimsin, ölümüne yaşamına ben karar veririm, gitmek istiyorsan yine dövüşmeliyiz. Ve çekiyor kılıcını. Bu seferki dövüşü Gutts kazanıyor ve  çekip gidiyor.

Guts
Griffith’in de hayali kendi krallığını kurmak. Bu amacına da en kolay ulaşma yolu da Midland’in  Prensesi Charlotte ile evlenmek. Guts’ın çekip gitmesine içlenen Griffith, Prenses Charlotte’un odasının penceresine gidiyor ve onu içeri almasını istiyor. Prenses Charlotte ve Midland’deki çoğu kız Griffith’e aşık durumda zaten. Prenses Griffith’i içeriye alıyor ve Griffith onu baştan çıkarıyor, beraber oluyorlar. Bu durumu kapının anahtar deliğinden gören kraliyet hizmetlisi, gerekli merciilere durumu sölüyor.  Yetkili abiler sabah olunca, Griffith girdiği pencereden çıkınca onu yakalıyorlar. Savunmasız olan Griffith de teslim oluyor tabi.
Bu sırada Guts’ın yanında durduğu kılıç bileyen abimize, saraydan bir görevli gelip ‘En iyi kılıçları yapmanı istiyorum, kaçak bir orduyu dağıtmamız lazım’ gibisinden sözler sölüyor. Böylece Guts ayrıldığı takımın zor durumda olduğunu öğreniyor ve onların  yardımına geri dönüyor.

Caska ile Guts, Griffith’i kurtarma planları yaparken birbirlerinden hoşlandıklarını farkediyorlar. Bi elektriklenme oluyor o sıralarda. Şimdi bunun ne önemi var denilebilir amma velakin Griffith bunu farkedince kıskanıyor. Bundan ötürü bahsettim.
Caska
Ayrıca da Caska’nın Şahinler Takımı’na girmesi Griffith sayesinde oluyor. Küçükken ailesi çok zengin olmadığı için bir aristokrata veriyorlar Caska’yı.  Yolda giderken de adi aristokrat Caska’ya tecavüz etmeye çalışıyor. İşte bu sırada Griffith Caska’yı kurtarıyor. Bundan ötürü Caska’nın Griffith’e bir düşkünlüğü var.
Neyse efendim zar zor dağılmaktan kurtulmuş olan Şahinler Takımı, Caska’nın liderliğinde Griffith’i kurtarmaya planları yapıyor. Guts da gelince saraya Griffith’i kurtarmaya gidiyorlar.

Griffith’i bulduklarında ise kollarındaki ve bacaklarındaki tendonlarının, konuşamaması için dilinin kesilmiş olduğunu, ona işkence edildiğini görüyorlar. Buna rağmen onu kurtarıp saraydan çıkıyorlar.
Griffith ve Prenses Charlotte

Kurtarıldıktan bir süre geçtikten sonra, Griffith’in küçüklük hayallerine dönüyoruz. Küçükken bir saraya ulaşmaya çalışan Griffith’in, saraya ulaşması için insanları öldürmesi ve onları üst üste yığması gerektiğini öğreniyoruz. Kralın yumurtası “Behelit”, bu işe yarıyormuş. Griffith söleyince de orda bulunan insanları yaratıklar kurban ederek öldürüyorlar. Şahinler Takımı’nın üyeleri bir bir öldürülüyor.

Ama Griffith zekisinin isteği üzerine, Caska sadece çıplak bir şekilde soyuluyor. Guts ile aralarındaki ilişkiyi kıskanan Griffith, Guts’ın gözü önünde Caska’ya tecavüz ediyor. Kusura bakmayın ama amk nası bi anime lan bu.
Griffith Kralın yumurtasını harekete geçirirken, sonrası kan gölü zaten

İşte o sırada da Guts’ın sağ gözü yaratık tarafından oyuluyor. Bir yaratık da onu kolundan tutuyor ama o kolunu kesmeye falan çalışıyo Caska’yı kurtarmak için.

Sonra animenin sonunda görüyoruz ki; Guts oradan kurtulmayı başarmış, bir gözü kapalı. Ne hikmetse kolu yeniden çıkmış heralde, gözü dışında sakatlanmışlığı yok.

Böyle salak bir anime.
İzlemeyin, göreceklerinizin hepsini anlattım zaten :d

Daha iyi animelerde görüşmek üzere:D


16 Temmuz 2014 Çarşamba

Ao no Exorcist - Anime Çılgınlığı

Satan no ko da! Okumura Rin !

Ao no Exorcist(The Blue Exorcist-青の祓魔師), 2011 çıkışlı Kazue Kato tarafından yazılmış çizilmiş bir animemiz. Her ne kadar 2011 çıkışlı olsa da şuan sadece 1 sezonu yayınlanmış bulunmakta. 3 senede 1 sezon mu çıkardın japon kardeş :(. Son derece akıcı bir anime olup, ilk sezonu bitirdikten sonra “Ee 2.si nerde bunun” sorusunu getiriyor akıllara. Lakin henüz yayımlanmış değil, bekliyoruz, her neyse.
Ao no Exorcist

Exorcistlerin Dövüş Stilleri
Öncelikle nedir bu exorcist derseniz; exorcist demek şeytanları yok eden insanlar demek. Onlarla savaşıp onları assiah tan kovan insanlardır. Bunların rütbeleri ve değişik dövüş stilleri vardır. Bu dövüş stillerine göre şeytanları avlarlar. Dövüş stillerine göre duacı, şövalye, terbiyeciler, silahşörler ve şifacılar vardır. Duacılar, şeytanın türüne göre incilden uygun cümleler okuyarak onları yenerler. Şövalyeler, kılıç gibi keskin araçları kullanır. Terbiyeciler, kendilerine göre daha zayıf olan şeytanları çağırarak savaşırlar. Silahşörler de içinde özel mermisi bulunan tabanca kullanırlar. Şifacılar ise çeşitli bitki ve ilaçları kullanarak dövüşürler.


Exorcistlerin Rütbeleri

Gelelim animeye, bu animemizin konusu iblisler. Anime olunca tabi iblislerdir, perilerdir, doğa üstü olaylar normal kaçıyor. Burda 2 dünyadan bahsediliyor. Birincisi bizim dünyamız “Assiah”, ikincisi de iblislerin bulunduğu “Gehenna”. Bu iki dünyanın denge açısından birbiriyle bir bağlantısı yok. Sadece geçiş kapıları var ve bu kapılar da öyle kolay açılmıyor. Şeytanlar ruhların içine girerek bir şekilde assiah a ulaşmaya çalışıyorlar. Lakin insanların çoğu da şeytanın gücünü kaldırabilecek kadar güçlü değil. Ama şeytan durur mu, sürekli assiah ta kalabilmek için kendisine beden arıyor. Bedenden bedene geçerken insanlar ölüyor, şeytan her seferinde içine girebileceği bir beden bulamıyor. İşte bu noktada güçlü insanlar ön plana çıkıyor. Peki şeytanın gücünü barındırabilecek güçlü insanlar kimler? 1-Bünyesi kaldıran insanlar olabilir. 2- Exorcistlerden güçlü olup da bileğinin hakkıyla en üst dereceyi, yani “Paladin” ünvanını almış kişiler.





Hikayemiz, Okumura Rin adlı esas oğlanın yaramaz bir çocuk olup, hiç bir işte tutunamamasıyla başlıyor. Ama bence haksız da sayılmaz. Misal dövülen bir çocuk görüyor, ona yardım etmeye gidiyor ve orda kavga ediyor. Yani özünde iyi biri :D.
Sonra günlerden bir gün, diğer insanların görmediği değişik varlıklar görmeye başlıyor. İşte o gün olaylar başlıyor ve o zamana kadar hiç bir şeyden haberi olmayan Rin, gerçek kimliğini öğreniyor.
Bu arada Rin ile Yukio’nun annesi de şeytanın gücünü barındırabilecek bir vücuda sahiptir. Bu kısmı biraz saçma olsa da, akıcı bir animedir, severek izledik efem.

Neyse, gerisini de izleyin artık. :D

Şööyle bir karakterlere göz atalım;

Okumura Rin: Kendisi hikayemizin esas oğlanı olup, şeytanın çocuğudur (Satan no ko). Şeytanın çocuğu olduğu Vatikandan saklanmaktadır. Kendi güçlerinin farkına varması, mavi ateşinin mühürlendiği kılıcı çekmesiyle etkinleşecektir.  Kuyruğu vardır bide :D
Okumura Rin


Okumura Yukio: Rin’in kardeşi olup, şeytanın güçsüz çocuğu olduğu için, mavi ateşi yoktur. Kendisi küçük yaşlarda exorcist eğitimine başlamış olsa da, kardeşi Rin’in bundan haberi yoktur. Hikayenin sonlarına doğru saçma saçma işler yapıp, hakketmediği halde paladin ünvanı almış olsa da, ünvanını acı bir şekilde kaybedecektir. Sonlarda yaptığı salaklıklar yüzünden kendisini tasvip etmediğim kişidir.
Okumura Yukio

Shiro Fujimoto: Rin ve Yukio’nun babasıdır. Bir kilisede rahiplik göreviyle meşguldür. Şeytanın gücünü taşıyabilecek kapasitede olup, ona karşı çıkmıştır. Kimseye çaktırmasa da exorcistler arasında saygın bir yeri olup, paladin olarak kendini ispat etmiş bir abimizdir, büyüğümüzdür. Kendisini saygı ve rahmetle anıyoruz.


Shiro Fujimoto

Mephisto Pheles: Fujimoto abimizin güvendiği bir kişidir. Özünde şeytandır. Ama iyi bir şeytan olup vatikanla iş birliği yapmaktadır. True Cross Academy’nin başındaki kişidir. True Cross Academy’de exorcist olmak isteyen kişilere eğitim verilmektedir.
Mephisto Pheles

Shura Kirigakure: Kendisi göğsüyle değil, exorcist başarılarıyla söz edilmek isteyen bir kimsedir desek yalan olur. Bikiniyle dolaşmaktadır. Ama exorcist olarak da başarıları vardır. İyi bir şövalyedir. Kılıcına sağlık ablacım, iyi dövüşüyon lafımız yok. :D Fujimoto’nun öğrencisidir. Fujimoto abimiz, Shura’dan Rin’i eğitmesini istemiştir. Önceleri kabul etmeyip trip atsa da, sonradan bunu kabul edip Rin’e kılıç kullanmayı öğrenmeyi kendi istemiştir.
Shura Kirigakure


Karakterler olarak bu kadarı şimdilik yeter diye düşünmekteyim.

---Spoiler---
Büyük bir spoiler verecek değilim. Ama hikayeyle ilgili şunu söylemek istiyorum. Rin ile Yukio’nun annelerinin hikayesi son derece saçma. Neymiş efendim, iblislerle insanlar normal geçinceklermiş onları sevmeyi öğrencekmişiz, iblisi kendi vücudunda barındırıp eğleniyomuş falan da filan. Saçmaydı kardeş. :D
---Spoiler---

Sonuç olarak şeytanlı güzel bir animedir. Animeseverlerin izlemesi gerekir diye düşünmekteyim.


İkinci sezonu çıksa da izlesek değil mi :( 

3 Mart 2014 Pazartesi

HEEER YEEEER DAAAVŞAAAN !

Evveeet, bu yazı davşanlarla ilgili. Tavşan değil, ben davşan diyorum. :D

Öncelikle belirtmek isterim ki; davşanlar çabuk büyürler(bir ayda yeterince büyür), eğer bakamayacaksanız ALMAYIN. Ona da yazık size de.

Benim şebelek bir davşanım var, adı da Sümüklü. İlk aldığımız zaman burnunda sümükleri akıyodu, adını sümüklü koydum gitti. Avcum kadardı şapşik, şimdi sadece kafası avcum kadar hehe büyüdü kerata :D
Bundan önce 2 tavşanım daha olmuştu, ama adam gibi büyütemeden ölmüşlerdi malesef :(
Ben çektim başkaları da davşanlarından olmasın, üzülmesinler diye bilgilendirici bir yazı yazmak istedim, belki okuyan yararlanan birisi olur. ^_^

ÇOK CAHİLSİN KEŞKE ÖLSEN 

Başlarken ilk ölen 2 davşanımdan bahsetmek istiyorum(acımız büyük kankalar).İlkinin ölüm nedeni ishaldi. Malesef küçükken bilmediğimiz için yeşillik vermiştik. Sabah kalktığımda kabız olup öldüğünü düşünmüştüm çünkü kakası poposunda duruyodu. Fakat bilgilendikçe anladım ki o davşanım ishal olmuş gece, e sabaha kadar da kakası kurumuş. İkinci ölen davşanım da yıkadığımız için ölmüştü, her ne kadar arkadaşlarım adını “okşan” koyduğum için adına dayanamayıp davşan intihar etmiş deseler de. :D

O zaman işte soru geliyor; küçük davşana nasıl bakılmalı?

Davşanınızı aldınız eve getirdiniiiiiz, ne yapcaksınız?

Bu arada aldığınız davşan en az 25 günlük olmalı, yoksa ölme olasılığı artıyor maalesef.

-DAVŞAN YIKANIR MI KARDEŞ?

Ben aldığım zaman ne olur ne olmaz, temizlensin diye davşanımı yıkardım ama, her davşan suya dayanıklı olmuyor. Davşanların tüyleri suyu emebiliyor, tam kurumadıkları için de küçükken hasta olup ölebiliyorlar.

1-Bence  davşanı yıkamayın.

Zaten kendisi temizleniyor, yalandıktan sonra pofidik pofidik tüyleri oluyo gidin mıncıklayın :D

-DAVŞAN YUVASI NASIL OLUR ?

Bu şebeklere bi yuva lazım doğal olarak. Karton kutu geliyor herkesin aklına önce. Ama karton kutunu davşan çişi vesilesiyle ıslanacak, gazete kağıdı etkisiz kalıcak, üstelik davşan karton kutuyu kemirecek. Evde prison break yaşanabilir genşler aman dikkat. Zaten çok küçükler, Allah korusun basarsınız falan, vicdan azabı bilinçaltınızda kalır. O zaman ivy bize ne önerirsin derseniz, büyük kafesler var, alt
ı ızgaralı falan, onlardan öneririm. Amma velakin onların da fiyatı fazla ivyciğm derseniz de, karton kutuya geri dönüyoruz tabi :(. Sümüklü etrafının kapalı olduğu yerlerde durmak istemiyodu küçükken bile. Sizin davşiğiniz de öle olursa ona küçük pencereler açın derim. :D

2- Alınabiliyorsa altı ızgaralı yuva, yoksa penceresi açılmış karton kutu.

-KOKUYA KARŞI KESİN ÇÖZÜM! DAVŞAN YUVASI TEMİZLİĞİ HAKKINDA MERAK EDİLENLER

Temizlemezseniz kokar arkadaşlar. “Ayyy çok pis kokuyo tavşan çişiii” diyenlerin ağzına davşan kakası atmak istiyorum. Yahu senin çişin mis gibi gül kokuyor sanki. Dışkı yani nası kokucaktı. Her gün temizlerseniz kokmaz. Temizliği için ben çöp poşetlerini kullanıyorum. Diyelim ki karton kutuyu yuva olarak yaptınız, altına çöp poşetini serin. Nereye çiş yapmasını istiyosanız, o yere de talaş atın. Talaş önemli. Yoksa davşan çişini 

yapar sonra gezerken de üstüne basarsa nolcak :(. Her yer çiş olur, o da güzel değil.

3-Talaş şart.

-TUVALET EĞİTİMİ ALIYO MU BU DAVŞİKLER?

Ov yes. Alıştıkları yere çişlerini yapmayı öğreniyolar. Ara ara farklı yerlere yapsalar da (olur o kadar), öğreniyolar nereye çiş yapmaları gerektiğini. İlk 1 ayda öğrenemeyebilir ama siz ısrarla çiş örneği alarak ona nereye çiş yapması gerektiğini öğretebilirsiniz. Misal talaşın üstüne işedi, temizledikten sonra o çiş yaptığı talaştan alıp azıcık koyun yeni talaşın üstüne. Hemen orda koku olduğunu anlayıp çiş olan yere çiş yapıyolar. Bideee, doğru yere çiş yaptığını görürseniz ona küçük ödüller verin. Misal bizimki çekirdeğe düşkün, doğru yere yapınca artık çekirdek ver bana diye bakıyo bebişim.
Diyelim ki sizin istediğiniz yere değil de, başka bi yere sürekli yapıyo. Önemli olan belli bir yere çiş yapması. Yok illa benim dediğim yere yapıcaksın diye davşikle inatlaşmayın ne gerek var.

4-Eğitim şart. (yoksa çiş temizleyip durursunuz:D )

İshal konusuna gelirsek de, 3 gün ishal olarak devam ederse, veterinere götürüp vitamin takviyesi yapılması gerekiyor. Aksi takdirde ölebilir yavrucağız :(.

Bu arada davşan büyüyünce yuvasına çiş yapmak istemeyebilir. Dar geliyor çocuğa yuvası napsın büyüdü kocuman davşik oldu (Tosunum benim:D).  Yuvasının dışında koltukların arasına çiş yapmaya başladı. Parke çiş oluyor tabi :(. Onun için de aynı çiş yaptığı o yere de poşet koydum. Çişini yapıyo, sonra da dışarda doğru yere yaptığı için çekirdek ödülü veriyorum.  Çiş yaptığı yerin üstüne de çiş kumu atıyorum ki koku kalmasın. Mohteşem çözüm.

O değil sevmesem sıpayı çekilcek dert değil ha. Her gün temizliyorum lan :D

-DAVŞİKLER HAVUÇ MU YİYO HOJAM? NE YER BU DAVŞANLAR?

Sümüklü havuç sevmiyor arkadaşlar. Evet havuç görünce burnunu kaçırıyo falan o derece. Bu yemek işi büyük ve küçük davşanlarda farklı.

Küçük davşanlar için; yeşillik vermeyin, ishal olur. Kuru ot verilmesi lazım. Arpa da verilebilir. Küçükken dişleri kesmediği için 1.5 aylık olmadan pelet yem yiyemeyebilirler.
Büyük davşanlar için,9-10 aylık olduktan sonra yeşillik verilebilir ama, vur dediysek de öldürmeyin. Yeşilliğin yanında kuru ot, saman takviyesi şart. Yoksa yine ishal tehlikesi başgösteriyor.

5-Küçük davşanlara yeşillik yasak. Kuru ot,saman, arpa, pelet yem. Büyük davşanlara yeşillik ve kuru ot, saman.

Ek olaraktan bizim davşan kestane ve kestane kabuğu da yiyor. Kağıt deseniz kemirmezse olmaz. Çekirdeği  ve kuruyemişi yiyebilir ama çok vermeyin yine ishal olabilir. Fındık fıstık ara ara ödül olarak verin, küçükken haftada bir kere olabilir.

-DAVŞAN SU İÇER Mİ?

Yediklerinden su ihtiyacını karşılarlar bik bik diye ötenlere aldırış etmeyin. DAVŞANLAR SU İÇER.
Hem de baya baya içerler. Davşanı susuz bırakmayın sakın. Bide davşanlar su kaplarını içtikten sonra atabilirler. O yüzden de su kabını sabitlemede fayda var.

6-Su şart.

DAVŞAN HAREKETLERİ

Davşanların kendilerini yana atıp uyumaları mutlu ve güvende hissettiklerinin kanıtı. Kendilerini attıklarında zaten çok şeker oluyolar hehe ^_^.

Diş gıcırdatmaları konusunda çeşitli rivayetler var. Severken diş gıcırdatması onun hoşuna gittiğini gösterebilir. Ama bu diş gıcırdatması acı çektiğini de gösterebilir. Misal bizim davşiğimiz malesef ayağını kırdı  :( O zaman davşiğin durumundan anlaşılabiliyordu canının acıdığı (kıyamam bebişime:( ). Yani duruma göre mutlu ya da acı çektiğini anlamamız gerekiyor.

Bide bu şebelekler çenelerini eşyalara sürtebilirler bu da eşyalara kendi kokularını bıraktıklarını gösteriyor. Yani korkulacak bişey yok.




DAVŞAN DİŞ ANATOMİSİ 

Önemli bir konu bu. Davşanların dişleri sürekli uzar. Eğer kemirerek dişlerini törpülemezlerse sonu kötüye gider. Bir de davşanların ön dişlerinin arkasında bir diş daha varmış, biz de kendi davşanımızla uğraşırken gördük, normal mi değil mi anlayamadık. Ama kısa bir araştırmadan sonra sıkıntı olmadığını gördük. Yandaki resimde davşan diş anatomisini ve dediğim diğer dişi görebilirsiniz.



Bu da davşanın kendisinden bir görünüm; 



Bu yazıda size davşanlarla ilgili açıklamalarda bulunmaya çalıştım. Umarım davşanı olanlara yardımcı olur. Eğer bir sorunuz olursa sorabilirsiniz, cevabını biliyorsam yardımcı olmaya çalışırım.

Esasen daha yazmak istediklerim var da, sonradan yazıya eklemeyi düşünüyorum. Şimdilik bunlar dursun.:D

(\__/)
(^.^)
(")_(")

Davşanlı günler dilerim efendim. :D

( Favori davşan resimlerinden bi tanesiyle veda etmek istedim:D )